Facebook Londra Ofisine Davet Edildim

Merhabalar bu yazımda sizlere Facebook tarafından nasıl davet edildiğimi ve Londra da geçirdiğim efsane 2 günü anlatmaya çalışacağım.

Öncelikle Sosyal medya da bloggerlık yaptığımı sizlerde biliyorsunuzdur. Facebook’ un reklam ekibi de sosyal medyam üzerinden bana ulaşıp, e-mail ile 22 Martta gerçekleşecek Facebook London Engineering Fair etkinliğine davet ettiler. 🙂 Konuşmalarımızdan bazı kesitlere yazının devamında yer veriyor olacağım.

” I’m writing on behalf of the engineering team at Facebook London.” Bu mesajla başlıyor e-mail hemen devamında ki daveti görüp, “I was therefore wondering if you’d be interested in visiting, meeting some of our engineers working in central London, and learning more about how Facebook works.” vakit kaybetmeden cevap verdim. “Thank you so much for your interest and email. I would be proud of joining to the anniversary and meeting with Facebook’s engineers”  işte bu şekilde başladı Facebook maceram. Sonrasında hemen vize için davetiye istedim çünkü sadece 22 gün kalmıştı etkinlik için evraklarımı toparlamaya başladım bu süreçte Facebook tarafından ayarlanan Türk bir iletişim ajansı bana bu süreçte yardımcı oldu sıfır efor ile vize, ulaşım, konaklama iletişim tüm problemler kolayca halledildi. Artık yola çıkma zamanı gelmişti, baya bir heyecanım vardı ilk kez Londra da bulunacak olmam, etkinlikte mühendislerle tanışmak, yeni projeleri dinlemek benden başka davet edilen bloggerlar var mıydı ve kimdi? Kafamda bir sürü soru dönüp dıruyordu. Bu arada en çok düşündüğüm şeylerden birisi de ingilizcem akıcı bir şekilde iletişim kurabilmem için yeterli olacak mıydı ? Şunu söylemeliyimki her şey mükemmel geçti haydi devam edelim. Etkinlik Cuma saat 09.00 da başlıyordu ben perşembe sabah erkenden yola çıkıp biraz Londra da gezmek istedim.

Londra ya vardığımda saat 12.00 sularıydı. Her şey o kadar güzel organize edilmişti ki, Facebook tarafından ayarlanan bir görevli beni havaalanında ismimin yazılı olduğu bir kağıt ile bekliyordu hemen yanına gittim aşırı kibar bir beyefendiydi bavulumu alıp yerleşmem için Facebook ofisine oldukça yakın bir otele getirdi. O daya yerleşip üzerimi değiştirip hemen bir şeyler yemek için otelden ayrıldım. Otelin gezmek için çok güzel bir konumda olması her yere yürüyerek erişmemi sağladı. Oxford caddesinde dolaşırken gözüme çarpan biryerde oturup pizza yedim, mağazaları, caddeleri ve tarihi yerleri dolaştım.

Etkinlik günü gelip çattığında sabah kahvaltı da etkinliğe davet edilen 2 instagrammer ile tanıştık iki çok sevdiğim kişi de oradaydı.

Kahvaltımızı yapıp hazırlanıp etkinlik için facebook ofisinin yolunu tuttuk. Şatafatlı bir girişi yoktu facebook ofisi olduğu dışarıdan belli olmuyordu ama içerisi beni oldukça etkiledi.

Giriş kartlarımızı aldıktan sonra etkinlik alanına geçip bir şeyler atıştırdık. Sohbet ettik fotoğraf çekildik.

Etkinliğe sadece üç blogger ve gazeteciler çağırılmıştı. Bu da benim için ayrı bir önem sarfediyordu. Davet edilen tek Türk blogger bendim. Projeler facebook un geliştirdiği yenilikleri içeriyordu ve hemen hemen her alanda birer proje yer alıyordu. (security, augmented reality … )

Bütün projeleri dinleyip sorularımızı yönelttikten sonra öğle yemeği için bizi yemekhaneye götürdüler. İnanılmaz büyük bir yemekhane ve hemen hemen bütün dünya mutfağını içeren bir çeşitlilik vardı en çok sevdiğim alanlardan birisi yemekhanesi oldu ve gün boyu hizmete açık olup sabah, öğle ve akşam yemeği verilmesi pek alışık olmadığımız iş yeri yemekhanelerinden. Ben de kendime bir tabak hazırlayıp öğle yemeğimi yedim.

O kadar çeşit mutfağın içerisinden her zaman yediğim yiyecekleri ayıklayıp yememde yeni tatları sevmediğimi gösteriyor sanırım 🙂

Yemek ve kahve molamız bittikten sonra Alex bize facebook ofisini gezdirdi. Özellikle tek kişilik çalışma ofisleri beni çok etkiledi kişilerin rahat bir şekilde çalışabilmesi için tüm konfor düşünülmüştü ve herkes o kadar kendi halinde ve işi ile ilgiliydiki bir an keşke ben de burada olsam diye iç geçirmedim değil.

Her katta kafeteryalar müzik odaları oyun odaları, şekerleme ve çikolata makinaları, çay, kahve ve kola otomatları yer alıyordu ve tamamen ücretsiz herkes istediği gibi yararlanıyordu. Ama hep çok boştu herkes yoğun çalışıyor anlaşılan.

İnanılmaz güzel bir günün sonuda bu tatlı insanlarla veda fotoğrafı çekilerek başka bir etkinlikte görüşmenin sözünü verdik ve ayrıldık.

Daha sonra ofise çok yakın olan Primark mağazasına bir göz atayım diye girdikten 2 saat sonra cüzdanımda ki tüm parayı bitirip hatta kredi kartına geçmiş kocaman bir çanta ile mağazadan çıkan bir zeynep olarak buldum kendimi Daha sonra otele geldim 1 2 saat dinlenip duş alıp Londa geçireceğim son geceyi dışarda geçirmek istedim şık bir restoran yemek yedim. Caddelerde dolaştım yorgunluk kahvemide içip otele döndüm bavulumu toparlayıp uyudum. Güzel bir kahvaltının ardından Londraya veda ettim…

Son olarak en çok merak edilen şeyi açıklamak istiyorum hiçbir yere başvuru yapmadım ve bütün masraflarım facebook tarafından karşılandı. Teşekkürler Facebook Londra Ekibi. Bana yaşattığınız muhteşem 2 gün için çok teşekkür ederim. Umarım bir gün sizin bir parçanız olarak geri dönebilirim.

• 

Merak ettiklerinizi yorum olarak sorabilirsiniz arkadaşlar 🙂 Aşağıda da etkinlikten kısa bir video bıraktım.