General

DevFest Konya 2022’de Veri Bilimi Konuştuk – Konya Gezisi

Maillerimi kontrol ederken Google’ın Developer Group‘larından bir mail geldiğini gördüm. Daha önce bu oluşumları biliyordum ancak 2 yıldır pandemi olması sebebiyle public bir etkinlik yapmıyorlardı. 3 Aralık 2022 günü GDG Konya ekibinin Konya’da bir etkinlik yaptığını ve beni de konuşmacı olarak aralarında görmek istediklerini belirten bir mail aldım. Ben de uzun süredir public etkinliklere katılamıyordum. Hem iş yoğunluğum hem Yüksek Lisans tezim derken hiçbir şey yapmaya fırsatım yoktu. Ancak öğrendiğim kadarıyla 3000 den fazla katılımcı formu dolduran kişi varmış. Açıkçası bu beni çok mutlu etti. Düşününce 3000 tane teknoloji aşığı gence birşeyler anlatmak, onların gelecek planlamasında küçük bir yer edinmek beni heyecanlandırdı. Küçük bir hafta sonu kaçamağı ile hem daha önce gitmediğim ve çok merak ettiğim Konya’yı gezerim hem de gençlerle Veri Bilimi alanında konuşurum diye düşündüm.

Konya’ya Hareket

Hemen hazırlığımı yaptım ve 2 Aralık Cuma günü hızlı tren ile İstanbul’dan Konya’ya bilet aldım. Bu süreçte eşim de bana eşlik etti. Yaklaşık olarak İstanbul’dan Konya’ya tren yolculuğum 4 buçuk saat sürdü. Hızlı treni ile ilk yolculuğumdu öyle ki otobüs yolculuğundan çok daha konforlu bir yolculuktu. Akşam üzeri Konya’ya vardık ve otele bavulumu bırakıp Konya’yı keşfe çıktım. Bulunduğum yer Karatay İlçesi’ydi ve Konya’nın merkezi olduğunu öğrendim. Otelimin hemen karşısında ise Mevlana Türbesi vardı. Konya için görülmesi gereken yerlerin başında geliyor bence. Herhangi bir ücret ödemeden Mevlana Türbesi ziyaret edilebiliniyor. Hemen yanında ise Selimiye Camii ve meydan müthiş gözüküyor. Meydanda belki de bine yakın genç imam cübbesi giymiş dolaşıyordu. Merak edip sorduğumda hafız olduklarını bu sebeple icazet almak için buluştuklarını söylediler. Şu ana kadar Konya hakkında duyduğum ne varsa hepsiyle ilk saatler içinde karşılaşıyordum. Daha sonra Aziziye Camii, Alaeddin Tepesi‘ni gezdik. E haliyle acıktık. Konya’da ne yenir? diye sorulduğunda insanın aklına ilk etli ekmek geliyordu, akşam yemeği olarak aklımda etli ekmek yemek vardı, ilk deneyimime gelirsek açıkçası aşırı yağlı ama tadı çok güzel ve lezzetliydi. Yemekten sonra dışarı çıktığımda hava kararmış, gündüzün kalabalığı kalmamıştı. Daha saat 19 olmasına rağmen çoğu esnaf kapatmış, sokaklar boşalmıştı. Hava ise soğumaya başlamıştı. Civarda kahve içebileceğimiz bir yer bakarken kafelerin hep konak gibi olduğu dikkatimi çekti. Daha sonra öğrendiğimde gençler bu civarda çok bulunmuyormuş, o yüzden alışılmış gürültülü, kalabalık genç gruplarının doldurduğu kafeler yoktu. Kahvemi yudumlarken 3 Aralık Cumartesi günü anlatacağım Veri Bilimi hakkındaki slaytıma son bir kez göz gezdirip otele geri dönüp günü bitirdim.

Etkinlik Günü

Sabah otelde kahvaltımızı yapıp etkinliğin yapılacağı Karatay Gençlik Merkezi’ne geldim kapıda uzunca bir kuyruk vardı. Hemen beni sosyal medyadan takip edip tanıyanlar kendini belli etti ve selamlaştık. Konuşma saatim 16:20 deydi ve daha çok vakit vardı. Diğer konuşmacılar ile bu sürede hoş sohbetler yaptık. Bir süre standları gezdim. Sosyal medyada tanındığım için gençler beni bırakmayıp sürekli akıllarına takılanları sordu, gelecek planlarından bahsedip tavsiye istediler. Hemen hemen konuşma zamanıma kadar hep gençlerle birlikteydim. Konuşmaların yapıldığı salonda hiç boşluk yoktu içerisi çok kalabalıktı. Gerçekten bu beni aşırı heyecanlandırmıştı. Öğle arasında Karatay Belediyesi‘nin etli ekmek jesti vardı. Burada yediğimde de ilk günkü tadı ve lezzeti aldım.

Nihayet benim konuşma saatim gelmişti. Etkinlik erken saatlerden beri devam etmesine rağmen salon hala çok kalabalıktı, boş yer yoktu. Konuşmamda Veri bilimi 101 konularına ve Network edinmenin sağlayacağı faydalara değindim. Oldukça dikkatli bir dinleyici kitlesi vardı. Konuşmam bitince sahnede Karatay Belediyesi’nin hediyesi olan lavantadan yapılan soda, krem, parfüm, yiyecek vs içeren bir sepet hediye ettiler. Gençlerle fotoğraflar çekilip iletişimimizi koparmamak üzere sözleştik. Belki de konuşmamdan daha uzun bir süre salon dışında gençlerle sohbet ettik. Akşam otele döndüğümde linkedinden 100 lerce takip ve bağlantı isteği vardı. Bu beni çok mutlu etmişti.

GDG Konya ekibi etkinlikten sonra konuşmacılarla ve ekip ile akşam yemeği planlamışlardı. Burada da hoş sohbetler ettik. Günün analizini ve gelecek planları hakkında tartıştık. Oldukça güzel ve samimi bir ortamdı. Ardından otele dönüp günün yorgunluğu ile hemen uyumuştum.

Konya’yı Keşfe Çıkıyorum

Artık etkinlik bitmiş ve İstanbul’a dönüş saatim olan 16:30’a kadar Konya’da görülmesi gereken yerleri gezmeye başlayabilirdim. Sabah 8 gibi otelde kahvaltı yapıp yola çıktım. Ehliyetimin yanımda olmaması sebebiyle araç kiralayamamıştım. Maalesef her yere toplu taşıma ile gitmek zorundaydım. Kısa sürede olabildiğince yer gezebilmek için kendime bir güzergah belirlemiştim. Öncelikle tren ile Kyoto Japon Parkı‘na gidecektim. Konya’da ulaşım çok ucuz bilet ücreti 2,5 TL, ve temassız ödeme yöntemiyle kredi kartı ile ödeme yapılabiliniyor, ulaşım kartı almaya gerek olmuyor. Kyoto Japon Parkı‘nın çok bir görülecek yanı yok, park içerisine japon evleri ve küçük havuzlar içerisinde koi balığı diye bilinen bir çok renkli balıklar vardı. Burada fotoğraf çekilirken biri yanıma gelip”Aaa Zeynep Hocam, Nasılsınız? Dün etkinliğe gelmiştim sizinle konuşmak istemiştim ancak çok kalabalıktı konuşamamıştım” diyince tekrar bir mutlu olmadım değil :).

Ardından Ecdat Parkına gittik. Burada da Türkiye’deki ecdatlarımızın yapmış olduğu önemli eserlerin minyatürleri olan bir park vardı. Etrafını surlarla çevirmişlerdi. İçerideki bir kahvecide kahve içtik.

Şimdi sırada beni en çok meraklandıran Türkiye’de başka bir yerde olmayan Konya Tropikal Kelebek Bahçesi vardı. Tropikal Kelebek Bahçesi içerisinde adından da belli olduğu gibi bir çok kelebek türünün yaşamış olduğu bir yer. Tropikal Kelebek Bahçesi giriş ücretleri Yetişkinler için 25 TL, Öğrenciler için 7,5 TL’ydi. İçeride %80 nem olması sebebiyle aşırı bir sıcak oluyor. Tişörtle durmamıza rağmen yine de sırılsıklam ter olduk. Birçok kelebek etrafınızda dolaşıyor, şanslıysanız üzerinize konuyor. Farklı bir deneyimdi açıkcası. Ardından tekrar Konya Merkeze geldik ve haliyle acıkmıştık. Konya’nın yöresel yemeklerinden olan Fırın Kebabı yedik ve ardından tatlı olarak sacarasını denedik. Bunlarda aşırı derecede güzellerdi.

kuflu peynir 2

Aileme Konya’ya gideceğim diyince gelirken Küflü Peynir almamı söylemişlerdi. İlk defa duymuştum küflü peynir yenmez, nasıl yenecek diye düşünüyordum ki Konya’da aşırı derecede tutuluyor bu peynir. Kadınlar pazarından biraz küflü peynir aldım.

Tren kalkış saati yaklaşmıştı. Konya gerçekten güzel bir şehir. İlk kez 5 tane Üniversite olduğunu duyunca çok şaşırmıştım. Heryer düz, küçük bir tümsek dahi yok. Bir çok yerde bisiklet süren kişiler gördüm. Şehir içerisinde zincir market sayısı çok yok. Bakkal tarzı yerler vardı. Su alacaktım ama bayağı yerde market aradım. Taksi ücretleri İstanbul’daki taksilere göre daha pahalıydı. Kısaca böyle, tekrar gider miyim sorusuna gelince evet giderim.

Etkinlik ve Konya’dan Fotoğraflar

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Back to top button